5 Nisan 2009 Pazar

Descartes'ın İnsan Davranışları Üzerine Görüşleri


Öğrenme üzerine yapılan çalışmalara teorik yaklaşımlar köklerini Rene Descartes'ten almaktadır.Descartes'tan önce çoğunlukla insan davranışlarının tamamiyle bilinçli niyet (conscious intent) ve özgür irade (free will) ile belirlendiği düşünülürdü.Descartes, insan doğasına bu bakışa itiraz etti çünkü insanların yaptığı çoğu şeyin dışsal uyarıcılara verilen otomatik tepkiler olduğunu farketti.Diğer yandan, özgür irade ve bilinçli kontrol düşüncesini tamamiyle terketmedi.Sonuç olarak,insan davranışları hakkında Kartezyen İkicilik (Cartesian dualism) olarak bilinen dualistik bir görüş geliştirdi.

Kartezyen dualizme göre insan davranışları ikiye ayrılır: istemli ve istemsiz. Descartes , istemsiz davranışın harici uyarıcılara karşı otomatik tepkilerden oluştuğunu ve refleks adı verilen özel bir mekanizmayla sağlandığını iddia etti.Buna karşılık,istemli davranışlar, harici uyarıcılar tarafından tetiklemeyi gerektirmiyordu ve kişinin belirli bir şekilde davranmak üzere bilinçli niyetiyle oluşmaktaydı.

Descartes'a göre duyumsal girdiler, tepki çıktısı ile yansıtılmaktaydı ( reflection ).Dolayısıyla Descartes istemsiz hareketi refleks olarak adlandırdı.

Descartes , insandışı hayvanların özgür iradesinin olmadığını ve istemli , bilinçli davranamadığını düşünmekteydi.Özgür irade ve istemli davranışları sadece insana has davranışlar olarak değerlendirmekteydi.

Zihin,daha önceleri fiziksel olmayan bir varlık olarak değerlendirilmekteydi.Descartes,zihnin fiziksel bedene beyindeki epifiz bezi (pineal gland) sayesinde bağlandığına inanmaktaydı.Bu bağlantı sayesinde,zihin istemsiz davranışları algılayabilmekte ve kayıtlarını tutabilmekteydi.Bu mekanizma sayesinde,zihin istemli davranışları da başlatabilmekteydi.İstemli davranışlar, zihin tarafından başlatılabildiği için, harici bir uyarıcıdan bağımsız olarak oluşabilmekteydi.

Descartes,ayrıca zihnin doğuştan gelen bazı fikirleri barındırdığını düşünmekteydi.Örneğin, bütün insanların Tanrı konsepti, kişilik konsepti ve geometrinin temel zihinsel aksiyomları (iki noktadan arasındaki en kısa uzunluğun bir doğru olduğu gibi) ile doğduğuna inanmaktaydı.

Descartes refleks hakkındaki bütün inançlarında hata yapmıştı.Duyu organlarından gelen his mesajlarının beyne giderken ve beyinden gelen motor mesajlarının kaslara giderken aynı sinirleri kullandığını düşünmüştü.Aynı zamanda, sinirlerinin içi boş tüpler olduğunu ve nöral taşımanın can ruhları ( animal spirits) adı verilen gazlar sayesinde olduğuna inanıyordu.Bu can ruhları, epifiz bezi tarafından salgılanmaktaydı, nöral tüpler içinde aktığına kabul ediliyordu ve kaslara girerek, şişip hareket etmelerini sağlıyordu.Son olarak,Descartes'a göre bütün reflekssel hareketler doğuştan gelmekteydi ve sinir sisteminin anatomisiyle sınırlıydı.

Hiç yorum yok: