24 Mayıs 2009 Pazar

Bilgilendirme

Farkındasınızdır,bir süredir güncelleyemiyorum blogumu.Malesef bitirme,iş vs. derken çok yoğunum,hele bir hayırlısıyla mezun olayım,bol bol yazacağım,sizi yazılara boğacağım, bir sürü konu başlığım var merak etmeyin:))
en kısa zamanda gorusmek uzere..

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Karakter Analizi

Bu aralar ben de Berna'nın blogundan esinlenip (bkz: sol alt köşedeki blog listemde, Not Defteri)
kendime bir karakter testi yaptım.Cok basit bir test,9 tane resimden birini seçiyorsunuz ve sonucu gösteriyor.Benim sonucum bana 100% uyuyor, o yüzden paylaşayım dedim ,siz de bir deneyin:)

Yukarıdaki testte secilen resimler,
bu asagıdaki de benim sonucum:


Yogun istek uzerine linkini de veriyorum ( hay allah unutmusum:)

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Ayşe Kulin - Veda

Bu kitapla tanışmam tamamen tesadüf eseri.İzmit' e gittiğimde bizimkiler yeni bir kitaplık almışlardı,ben de içindekileri incelemeye koyuldum ki bu kitabı gördüm.Artık tarihi roman okumayacağım diyordum kendi kendime , çok fazla okudum zamanında diye.Yine de bir bakayım malum çok popüler neymiş diye düşündüm.Ancak kitabı okumaya başlamamla bitirmem aynı gün içinde gerçekleşti.Bitirme projesine bakmam gerekiyormuş , yok yıllık yazısı yazacakmışım hiçbir şey engelleyemedi beni.Öyle sürükleyici ki kitap,Ayşe Kulin yine yapmış yapacağını dedim.Daha önce Adı:Aylin ve Füreya kitaplarını da aynı beğeniyle okumuştum.




Kitap,Ayşe Kulin'in anneannesinin babası olan,Osmanlı'nın son Maliye Nazırı Ahmet Reşat ve ailesinin yaşadıklarını ,o sıralarda yaşanan olayları es geçmeden,ancak çok da savaş havasıyla insanı boğmadan anlatıyor ve kesinlikle taraf tutmadan gerçekleri sunuyor.Ahmet Reşat, hala padişahına sıkı sıkıya bağlı,ona asla ihanet etmiyor ancak kitabın sonlarına doğru onun da hataları oldugunu görüp, daha önce hiç şans vermediği Kuvay-ı Milliyeci'lere , başını belaya sokmadan duramayan Sarıkamış gazisi, arandığı için evinde sakladığı yeğeni sayesinde yardım etmeye başlıyor.Kitap Kemal'in yurdu kurtarma maceralarını, o günlerde yaşanan olayları , Karakol teşkilatını anlatırken, birden Mehpare çıkıveriyor ortaya, ailenin uzaktan akrabası Çerkez kızı.Kemal Sarıkamış macerasından sonra ciğerlerinden hasta olduğu için özel bakım gerekiyor ve Mehpare Kemal'e gözü gibi bakıyor.Daha sonra Kemal ve Mehpare'nin aşkına tanık oluyorsunuz, evlilikleriyle sonuçlanan ancak Kemal'in ölümüyle yarım kalan..

Ayşe Kulin, savaş ve aşk arasında çok iyi bir denge kurmuş,ne fazla aşka dalıp gerçeklerden uzaklaşmış, ne de fazla macera sunup duyguları unutmuş.Gerçekten çok beğendim kitabı.
Vahdettin'in ülkeyi terketmesi ve Ankara'daki hükümetin yönetimi devralmasıyla sürgüne giden Ahmet Reşat'ın hikayesi gerçekten üzüyor,vatanına bu kadar bağlı ancak padişahına ihanet etmemiş bir adamın hain gösterilerek idam listesine konması, onu Atatürk' e kırgın bırakmış.

Ayşe Kulin, bu konuyu 3 kitaplık bir seri halinde işlemeye karar vermiş, Veda birincisi.İkinci kitabı Umut da çıktı,onu da aldım ancak şu pazartesi günü olan sınavı atlatmalıyım önce.Bu kitapta Bosna'dan göç eden Kulin ailesinin yaşadıklarını ve teyzesi Sabahat ve Aram'ın aşkını işliyormuş yazar.Eminim o da bir solukta bitecek.

Kitap hakkında daha fazlasını merak edenlere bunları okumalarını tavsiye ederim (Ayşe Kulin röportajları)

1 Mayıs 2009 Cuma

Humpty Dumpty



Az önceki yazımda da bahsetmiştim kendisinden, ancak ayrıntılı olarak bahsetme gereği duydum.Hepiniz biliyorsunuzdur Humpty Dumpty'yi.Duvarda oturan yumurta.Ben de bilirdim ne olduğunu ama açıkçası tam da nereden geldiğini bilmiyordum.Bir İngiliz çocuk tekerlemesiymiş aslı,şöyle ki:

Humpty Dumpty sat on a wall,
Humpty Dumpty had a great fall.
All the king's horses,
And all the king's men,
Couldn't put Humpty together again.

Lewis Carrol, Through The Looking Glass kitabında es geçmemiş Humpty Dumpty'yi onu canlandırmış, sinir küpü bir yumurta haline getirmiş, Alice'i haşlayıp duruyor.E ben de olsam incecik duvarın üstünde düşerim korkusuyla sinirli olurdum sanırım.

Alice Humpty Dumpty'nin yanından ayrılacağı zaman,Humpty Dumpty bir daha görürse onu hatırlamayacağını , tıpkı diğer insanlar gibi olduğunu söylüyor, Alice de yüzünden ayırt edebileceğini söyleyince Humpty Dumpty'nin yorumu şu oluyor:
" That's what I just complain of.Your face is the same as everybody has- the two eyes , so nose in the middle ,mouth under.It's always the same.Now if you had the two eyes on the same side of the nose ,for instance - or the mouth at the top - that would be some help" 

Humpty Dumpty ayrıca, kelimelere istediği gibi mana veriyor,kimisini birleştirip tek kelime haline getiriyor ve konuyla ilgili şu yorumu yapıyor: 
"when i use a word, it means just what i choose it to mean, neither more nor less."

Travis grubu da Humpty Dumpty'yi çok sevenlerden sanırım.Onun üzerine bir aşk şarkısı bile yazmışlar, adı da Humpty Dumpty Love Song.Sözlerini de yazayım size hem de Türkçe açıklamalı:

The Humpty Dumpty Love Song - Travis

All of the king`s horses and all of the king`s men.
Kralın bütün atları ve bütün adamları

Couldn`t pull my heart back together again.
Kalbimi tekrar bir araya getiremeyecekler

All of the physicians and mathematicians too.
Bütün fizikçiler ve matematikçiler de

Failed to stop my heart from breaking in two.
Kalbinin ikiye bölünmesini engelleyemdiler

`Cos all I need is you, I just need you.
Çünkü ihtiyacım olan sensin ,sadece sana ihtiyacım var

Yeah you got the glue so I`m gonna give my heart to you.
Evet yapıştırıcın var öyleyse kalbimi sana vereceğim

I had a premonition, a movie in my mind,
Bir önsezi ve film var aklımda

Confirming my suspicions of what I would find.
Ne bulacağıma dair şüphelerimi doğrulayan

It followed me to L.A., down to Mexico,
Beni L.A ya kadar takip etti, Meksikadan aşağıya

Came in through the back door at the start of the show.
Şovun başladığı anda arka kapıdan geldi

Still all I need is you, I just need you.
Hala ihtiyacım olan her şey sensin, sadece sana ihtiyacım var

Yeah you got the glue so I`m gonna give my heart to you.
Evet yapıştırıcın var öyleyse kalbimi sana vereceğim

Oh was a perfect day. Oh in a perfect way, you know,
Oh mükemmel bir gündü, oh mükemmel bir yolda, biliyorsun

something had go, you left me high, you left me low.
Bazı şeyler gitti,beni yüksekte bıraktın, beni alçakta bıraktın

Now as I lie in pieces, and wait for your return,
Şimdi paramparaç yatarken, ve dönmeni beklerken

The sun upon my forehead it burns baby burns baby burns.
Güneş alnımda yanıyor bebeğim, yanıyor bebeğim, yanıyor

An eye on all my horses, you`ve slept with all my men.
Bir göz bütün atlarımın üzerinde, benim bütün adamlarımla yattın.

I`m never gonna get it again. Still all I need is you,
Onu tekrar asla almayacağım, hala ihtiyacım olan her şey sensin

I just need you, I just need you. Yeah you got the glue,
Sadece sana ihtiyacım var, sadece sana ihtiyacım var, evet yapıştırıcın var

So I`m gonna give my heart to you. Yeah you got the glue
Öyleyse kalbimi sana vereceğim, evet yapıştırıcın var

And there`s nothing I can do. Yeah you got the glue
Ve benim yapabileceğim hiçbir şey yok evet yapıştırıcın var

So I`m gonna give my heart to you.
Öyleyse kalbimi sana verceğim

Not:Şarkıyı dinlemek isteyenler yan taraftaki playlistte bulabilirler;)