23 Nisan 2009 Perşembe

Boleyn Kızı



Bugün,Boleyn Kızı'nın filmini izledim.Kitabı okumamış biri olarak film iyi sayılabilirdi,Natalie Portman ve Scarlett Johansson tabi ki filme ayrı bir renk katıyordu, ayrıca Eric Bana da çok beğendiğim aktörlerdendir.Filmi izledikten sonra kitabı da okumaya karar verdim, konu ilgimi çekti.

Filmdeki en düzgün karakterler kraliçe ve kızların anneleriydi.Neredeyse bütün erkekler, güç  ve ihtiras yüzünden bütün ahlaki değerleri yıkacak işler yaptılar( Gregory ' yi bu kategoriye katmıyorum, yazık oldu çocuğa ) .Baba kızlarını pazarladı, birbirine düşmelerine göz yumdu, Mary ' nin kocası konsey üyeliği için karısını krala verdi, hele o dayı yok  mu , ne kadar pislik bir insanmış öyle, kendi ihtirasları için 3 yeğenini de harcadı.Zaten krala söyleyecek laf yok, çok uçkuru düşük bir insanmış, tam 6 tane karısı varmış ve onları da ya boşamış ya idam ettirmiş.

Ancak, filmde de dikkat ettim,dünyanın her yerinde kadınlar hakir görülüyor, erkek çocuklar kızlardan üstün tutuluyor, oralarda da kadınlar kızları olduğu için ağlıyor.Ancak o beğenmedikleri kızlar , dünyanın düzenini değiştiriyor ,örneğin İngiltere'nin Katolik Kilisesinden ayrılmasına sebep oluyor.

Fırsatını bulduğum ilk an kitabı okuyup, filmle kitabın da karşılaştırmasını yaparım.Ancak sanırım, filmde bir çok detay atlanmış , çünkü hikayeyi bilmeyen biri olarak ben anlamakta zorluk çektim izlerken , e şimdi noldu , kimin eli kimin cebinde, kim bu kadın vs.. gibi sorular belirdi sürekli aklımda..Anlayabiliyorum tabi ki, kocaman bir kitaptan insanları sıkmayacak uzunlukta bir film çıkarmak çok zor ancak, önümüzde bir Yüzüklerin Efendisi örneği varken, beklentileri de çok düşürmemek gerek sanırım..


Hiç yorum yok: